Ülkemizde birçok mahkemede gördüğümüz takım elbise giyip “pişmanım” diyen zanlıların, iyi hal indiriminden veya etkin pişmanlıktan yararlanması toplumun çoğunluğu tarafından tepki ile karşılanmaktadır. İyi hal indirimi veya Etkin pişmanlık nedir? Hukuki dayanağı nedir? Atılan adımlar nelerdir? Gibi soruları cevaplamaya çalışacağım.
Bir kişiye verilebilecek en büyük ceza nedir diye sorarsanız çoğu Hukuk Devletinde bu sorunun cevabı kişi özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Özgürlüğü kısıtlayıcı cezalar Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu bağlamda düşündüğümüzde Ceza Kanunu, niteliği itibariyle en ağır suçları düzenleyen ve en ağır cezaları belirleyen kanundur. Bunun sebebi ise TCK’nın emir ve yasaklarla toplumsal yaşamı korumayı hedeflemesidir. Kanunumuzun bu hedefi 1. Maddesinde(https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf) açıkça belirtilmiştir; Kanunun amacı, kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir.
Türk Ceza Kanunu’nda cezaların alt ve üst sınırını belirtilmiştir ve somut olaya göre sınırlar dahilinde hâkime cezayı belirleme yetkisi tanımıştır. Somut olayda oluşabilecek birçok durum olduğundan dolayı ceza miktarlarında değişiklik bu sınırlar dahilinde mümkündür. Değişikler neden olan durumlardan birisi ise Etkin Pişmanlıktır
Etkin pişmanlık sadece kanunda belirtilmiş suçlara karşı ileri sürülebilir, bunun sebebi de daha önce de söylediğimiz gibi Türk Ceza Kanunu’nun niteliğinin ağır olmasıdır ve kanun koyucu çok fazla yoruma ve kıyasa yer vermek istememiştir. Etkin pişmanlığın ileri sürülebileceği suçlar; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu (m.110), malvarlığına karşı suçlar (m 168), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ya da kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma (m. 192), suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu (m. 221), zimmet suçu (m. 248), rüşvet suçu (m.254), iftira suçu (m. 269), yalan tanıklık suçudur (m. 274).
Bu suçları işlemesi halinde fail hâkime ‘pişman olduğunu’ beyan ederse cezada indirime gidilir. Fakat bahsedilen bu durum anlatıldığı kadar da kolay değildir. Bilinenin aksine burada sözlü bir pişmanlıktan bahsedilmiyor. Fail pişman olduğunu davranışları ile somut bir şekilde göstermelidir. Yani Etin Pişmanlıktan yararlanmak isteyen fail; verdiği zararı tazmin edeceğini taahhüt etmesi, mağdurun yakınlarının uğradığı manevi zararı tazmin edeceğini taahhüt etmesi gibi somut bir pişmanlık göstermesi gerekir. Sonraki durumlarda cezada indirim Hâkimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Her ne kadar failin gerçekleştirdiği suç geri alınamasa da hukukumuz olabildiğince mağdurun zararının giderilmesini hedeflemiştir.
Takım elbise giyip duruşmaya gelen failin cezasında indirime gidilmesinin hukuki dayanağı ise Takdiri İndirim nedenleridir. Takdiri indirim nedenleri uygulamada İyi Hal İndirimi olarak da bilinir ve Ceza Kanunumuzun 62. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasına göre; Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadar indirilir.
Ceza kanunu yukarıda yazdığım üzere en ağır suçları ve cezaları düzenleyen kanundur. Bu nedenle bu kadar suçun cezasına hükmeden bir kanunun ‘olabildiğince’ belirli olması gerekmektedir. Bu yüzden Ceza Kanununda yapılacak indirimlerin miktarı da genel olarak baktığımızda hükme bağlanmıştır. Her ne kadar hukukumuzda birçok konuda hâkimin takdiri uygulansa da bu indirimin de belirli sınırlamalar içerisinde olduğu unutulmamalıdır. Bu indirimlerin miktarının kanunda hükmedilmiş olmasının sebebi Ceza Kanununun belirlilik ilkesine tabi olmasıdır.
Belirlilik ilkesi suç tipleri ve bunlar hakkında öngörülen cezanın kanun koyucu tarafından belirtilmesidir.
Yine aynı maddenin (md.62) ikinci fıkrasında ise bu indirimi hangi hallerde uygulayabileceğimiz yazmaktadır; Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir. Kanunumuz burada ‘gibi’ ibaresine yer vererek bu takdiri indirim nedenlerinin genişletilebileceğini söylemektedir.
Hâkim takdiri indirim yaparken,
İlk olarak failin geçmişi dikkate alınır; eğer fail geçmişinde herhangi bir suç işlememiş biriyse takdiri indirim nedeni kullanılabilir.
İkinci olarak sosyal ilişkilerine bakılır; toplum içindeki yeri, uyumu gibi özellikler göz önüne alınır.
Son olarak ise fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarına bakılır. İşte çoğu kişi tarafından asıl tepki gösterilen yer burası. Aslında bu durumumu açacak olursak: Mesela kişinin mahkeme süresince kibar davranması. Kıyafeti düzgün bir şekilde gelen faile takdiri indirim uygulanmasının dayanağı ise bu maddede yer alan ‘fiilden sonraki yargılama sürecindeki davranışları’ ibaresidir. Yani failin takım elbise ile gelmesi, mahkeme sürecindeki sakin ve mahkemeye saygılı tavırları takdiri indirim uygulanmasını sağlamaktadır.
Bu takdirin hâkim tarafından uygulanması veya uygulanmaması denetime tabidir. Hâkim davada takdirin gerekçelerini belirtmelidir. O zaman şundan emin olmalıyız ki geçmişinde hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan ve dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen sanık hakkında takdiri indirim (iyi hal indirimi) kanuna göre uygulanmalıdır.
Her ne kadar kıyafetine özen göstererek mahkemeye gelen faile takdiri indirim uygulanmasının hukuki dayanağı olsa da toplumumuzda bu durum uzun süredir büyük tepkilere yol açmaktadır. Mahkemelerin dayanağı failin suçu işledikten sonraki davranışlarının düzgün olmasıdır. Toplumumuzun tepki verdiği nokta ise bir kıyafet değişikliği ile failin cezasının belirtilen oranda indirilmesi ve bunun suiistimale açık olmasıdır.
Bu iyi hal indiriminin en çok tepki verildiği olayların başında ise maalesef ki kadına yönelik uygulanan şiddet sonucu failin kıyafet değişikliği ile iyi hal indiriminden yararlanması gelmektedir. Bu durum toplumumuzda takım elbise indirimi olarak bilinmektedir ve son zamanlarda baktığımızda iyi hal indiriminin uygulanma sırasında takım elbise indiriminin uygulanıyor olması az önce de bahsettiğim üzere birçok insanın tepkisine yol açmıştır. Bu tepkilerin sonunda Adalet Bakanlığı geçtiğimiz günlerde çalışma başlatmıştır. Bu konudaki haberimizi okumak için Burayatıklayabilirsiniz
Benim fikrime göre etkin pişmanlık ve takdiri indirim nedenleri çok yanlış bilinmektedir çünkü iki başlığın da aslında hukuki dayanağı bellidir.
Etkin pişmanlık denilen kavram yalnız failin pişman olduğunu beyan etmesi ile uygulanamaz. Zararın tazmin edilmesini ön planda tutulması amacıyla böyle bir indirimi vardır.
Kanunda Takdiri indirim nedenleri ise yine kanundan belirtilen sınırlar dahilinde hâkim tarafından uygulanır ve denetime tabiidir. Yani hâkim uygulanması veya uygulanmamasının gerekçesini davada belirtmelidir.
Son olarak bir rahatsızlığımı dile getirmek istiyorum. Son birkaç yılda hukuka olan güvensizliğinin temelinde medya yer almaktadır. Dava dosyasından bir cümle bile uygulamayan medya ve sosyal medya platformlarındaki art niyetli kişiler adeta kendi “Yüce Divanını” kurarak bir yargılama yahut linçleme çabasına girmektedir.
Gündemde olan bir dava dosyası hakkında yorum yapılmadan önce dava dosyasına bakılması gerekmektedir. Aksi halde yapılan tüm yorumlar sağır duymaz uydurur mantığı ile söylenmiştir. Tabi ki de yargıçlar yanlış karar alabiliyor ancak bunun itirazı veya tepkisi hukuki imkanlar ve sınırlar dahilinde verilmelidir.
KAYNAKÇA: