Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz fakat hakkında toplum tarafından yeterli bilgiye sahip olunmayan OSMAN KAVALA kimdir?
Osman KAVALA, KAVALA ŞİRKETLER GRUBUNUN kurucusu ve yöneticisi Mehmet KAVALANIN OĞLUDUR. Osman Kavala, 1975’te İstanbul’da Robert Lisesinden mezun oldu. Orta Doğu Teknik Üniversitesinde İşletme, Manchester Üniversitesinde Ekonomi üzerine lisans eğitimini tamamladı. New York’taki The New School for Social Research‘te doktora eğitimine başladı ancak 1982’de babası Mehmet Kavala’nın vefatı sonrasında İstanbul’a döndü. 2002’de Anadolu Kültür Vakfını kurmuştur. Birçok uluslararası yardım kuruluşuna yardımda bulunmuştur. Bu yüzden 2019’da “Ayşenur Zarakolu Özgür Düşünce Ödülü” ve “Avrupa Arkeolojik Miras Ödülü”ne layık görülmüştür.
1 Kasım 2017’den bu yana tutuklu olan Osman KAVALA, Gezi Parkı Davasından beraat etmiş yalnız kısa süre sonra 15 Temmuz Darbe Girişimi davalarından sebebiyet tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir.
Daha geçenlerde ABD’nin Osman Kavala’yla ilgili yaptığı açıklamalarla Osman Kavala tekrar gündeme gelmiştir. Amerika yönetimi, “Kavala aleyhindeki aldatıcı suçlamalar, devam eden tutukluluğu ve aleyhindeki davaların birleştirilmesi de dâhil olmak üzere yargılamasının sonuçlanmasında devam eden gecikmeler, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiye olan saygıyı baltalamaktadır. “ifadelerine yer vermiştir.
Osman KAVALA ilk olarak 1 KASIM 2017’de TCK 309. ve 312. Maddelerinden tutuklandı.
!!!…
TCK 309: (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar
TCK 312: (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir
Kavala, 11 Ekim 2019 tarihinde TCK’nın 309. maddesinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re ’sen tahliye edildi. 18 Şubat 2020 tarihinde ise TCK’nın 312. Maddesiyle Gezi Parkı Davasından beraat etti. Ancak tahliyesinin ertesi günü 19 Şubat 2020’de TCK 309. Maddesinden dolayı gözaltına alındı ve tutuklandı. 9 Mart 2020’deyse TCK 328. Maddesinden (Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etmek) dolayı tutuklandı. 20 Marttaysa TCK 309. Maddesinden beraat etti. 1 Kasım 2017 – 20 Mart 2020 tarihleri arasında tutuklu kalan KAVALA, bir dosyadan 3 kez tutuklanıp 2 kere beraat etmiş oldu. İnsan Hakları İzleme Örgütü bu durumunu “Türkiye’nin ceza yargılamaları sisteminin, siyasi olarak manipüle edildiğini, savcılık soruşturmalarının ve tutuklama kararlarının Cumhurbaşkanı’nın keyfine göre verildiğini gösteriyor” diye yorumlamıştır.
KAVALA dosyasını 2’ye ayırmakta fayda var:
1-GEZİ DAVASI
Gezi parkı eylemlerinden dolayı hakkında dava açılan 16 kişinin 10’u beraat etmiştir bunların içinde tek tutuklu yargılanansa Osman Kavala’dır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin KAVALA hakkındaki tahliye kararına rağmen 3 ayı aşkın tutuklu kaldı. AİHM bu tutuklamaların politik olduğunu hükmetmiş ve “Kavala ve onunla beraber tüm insan hakları savunucularını susturmak amaçlı” olduğunu belirtmiştir. Son olarak 18 Şubat 2020 de beraat edilmiş ve 3 yıldır Silivri Cezaevinde tutulan Kavala tahliye edilmiştir.
2- 15 TEMMUZ SORUŞTURMASI
Daha tahliye olmadan 15 Temmuz soruşturması kapsamında gözaltına alındı ve tutuklandı. Yine TCK 309 ve 312’den dolayı hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar hapis cezası istendi.
ABD Dışişleri Bakanlığı derhal tahliye olmasını talep etti ve Henry Barkey adına yöneltilen suçlamaları reddetti.
Bu suçlamalar ve iddialar neydi peki?
-
- Henry Barkey’in bir CIA ajanı olması
- 15 Temmuz darbe girişimi için Büyük Ada’da 15 Temmuz günü bir toplantı halinde olması
- 15 Temmuz planı için Osman Kavala’yla 93 saat telefonda görüşülmesi
- 18 Temmuz günü Osman Kavala’yla görüşmesi
- 15 temmuzu ABD’nin planlaması
Henry Barkey bunlar cevap vermek için Deutsche Welle – DW muhabiri tunca öğretenle bir röportaj yaptı.
– CIA ajanı olduğuna dair iddialar için “Türkiye’de her şey uydurma. Herkes, herkes için bir şeyler iddia ediyor. Ben 30 yıldır profesörüm. CIA ajanı olmadığımı nasıl ispat edebilirim ki? Bu kadar yalanın içinde ne yapabilir insan? Bu kadar yalana cevap vermek imkânsız. Kaldı ki ne deseniz inanmıyorlar zaten. Basın, basın değil.” Dedi.
– Toplantı içinse “Türkiye’de her şey uydurma. Herkes, herkes için bir şeyler iddia ediyor. Ben 30 yıldır profesörüm. CIA ajanı olmadığımı nasıl ispat edebilirim ki? Bu kadar yalanın içinde ne yapabilir insan? Bu kadar yalana cevap vermek imkânsız. Kaldı ki ne deseniz inanmıyorlar zaten. Basın, basın değil.” Dedi.
– Osman Kavala’yla görüşmeleri sorulan Henry Barkey “Üç buçuk yıldır beni suçluyorlar ama dosyaya adımı bile yanlış yazıyorlar. Onu bile yüzlerine, gözlerine bulaştırdılar. Osman ile eşinin telefonu üzerinden 93 saat görüştüğümü iddia eden bir savcılık, ciddi bir savcılık değildir. Ben eşimle bile o kadar uzun telefonda konuşmadım. Kaldı ki Osman’nın eşini tanımıyorum bile ben. Hatta Osman Kavala ile bir kez bile telefonda görüşmedim. Osman’ı içeride tutmak için uyduruyorlar. Osman’ın en büyük şanssızlığı benim o gün Karaköy Lokantası’na gitmiş olmam.” Dedi.
-ABD’ye yöneltilen suçlamalar için Barkey “Eskiden ABD’nin yaptığı darbeler vardı. Ama Türkiye’de bir darbe yaptıklarına inanmıyorum.” Dedi ve ekledi “Hiç kimse “Biz darbe yaptık” demez. Ama 15 Temmuz’a ABD’nin karıştığını düşünmüyorum. Zira çok amatörce yapılmış bir darbeydi. Cuma akşamı saat 21’de darbe mi yapılır?” ifadelerine yer verdi.
Barkey, KAVALA için bir makale yazacağını düşünür ve Osman KAVALA ‘nın kendisi yüzünden tutuklu olmasına “Kendimi çok kötü hissediyorum ama benim bir suçum yok. Osman’ın şanssızlığı, insanların kötülüğü.” Der.
